Çocuk İşte...

Posted by her boku bilen adam | Posted in , , | Posted on 03:10


3 yaşındayken anneannem ve dedemle pazara gitmişim. Daha doğrusu onlar benim elimden tutup pazara götürmüş. Sonra ellerini bırakıp "çeyilin ben nendim diderim" gibisinden bir şeyler söyleyerek kalabalığı yarmaya başlamışım. Eve geldiğimizde ise tezgahlardan birinden aşırdığım bir fındığı anneanneme vermişim. Bu hikaye ne zaman benim bebekliğimden konu açılsa annem tarafından anlatılır.

6 yaşındayken kardeşim nerden bulduğunu bilmediğim bir jileti almış bana gösteriyordu. Ben de , niyeyse , "bana ver onu" diye bağırmaya , elinden jileti almaya çalıştım. Derken o vermedikçe ben zorlamaya başladım. Sonra elinden hızla çekip aldığımı hatırlıyorum. Sonrasında da onun ellerinden akan oluk oluk kan ve bağırtılar..

7 yaşındayken anneannemin kucağında , bir açılışta kurdele kesmeye gelen Süleyman Demirel'in konuşmasını en önde izlediğimi hatırlıyorum. Hatta Demirel'in bana gülümsediğini ve anneannemin bunu o dönem önüne gelen herkese anlattığını da. 12 yaşındayken de okul müsameresinde Demirel taklidi yaptığımı ve izleyen herkesin gülmekten yerlere yattığını da çok iyi hatırlıyorum.

9 yaşındayken okula gelen müfettişin sorduğu " 7. Cumhurbaşkanımız kimdi?" sorusuna tek el kaldıran öğrenci olarak verdiğim "Kenan Evren" cevabı karşısında tüm sınıfın gurur kaynağı olduğumu ve o günden sonra Kenan Evren'e ne kadar sempati beslediğimi hatırlıyorum.


16 yaşında lisedeyken bir arkadaşımla onun Ahmet Kaya'yı dinlemesi konusunda hararetli bir tartışmaya girdiğimi hatırlıyorum. Ahmet Kaya'yı dinlemenin PKK'ya destek olmaktan farkı olmadığını söylediğimi, arkadaşımın da "ben adamın müziğini seviyorum,bana ne siyasi görüşünden" gibisinden laflar ettiğini anımsıyorum.

18 yaşındayken sırf arkadaşlarımdan ve çok sevdiğim okulumdan ayrılmamak için bölüm değiştirip başka bir okula gitmediğimi ve bu yüzden istemediğim bir bölümde liseyi bitirip katsayı farkı nedeniyle de istemediğim bir üniversitede istemediğim bir bölümde okumak zorunda kaldığımı da hatırlıyorum.


Peki hayatımın tüm bu saçmasapan detaylarını niye anlattım şimdi ?

Bir zamanlar ben de bebektim "çeyilin çeyilin" diye konuşurdum deyip blogu okuyan kızları etkilemek ; "kardeşimin bileğini kestim oğlum" deyip ufaklıktan saykolaştığımı vurgulamak için mi ?

"Sınıfta tek akıllı bendim ilkokuldan beri her boku ben bilirdim" diye böbürlenmek ; "bende vatanseverlik müzik zevkinden başlardı" diye gururlanmak(!) için mi ?

Hiç biri değil...

Bunları anlatmaktaki amacım bu yaşadıklarımla övünmek değil..

Şu an çocukların bırakın kesici aletlerle, oyuncak tabancalarla bile oynamasını yanlış buluyorum. Hatta çocukların tabanca alan birkaç ebeveynle de sıkı tartışmalara girdim bu yüzden. Ayrıca kardeşime zarar gelmesi dünyada isteyeceğim en son şeylerden biri.

"Gülünün Solduğu Akşam"ın son sayfasını da okuyup kitabı bitirdiğim o uykusuz geceden beri "Onlardan 3 bizlerden 3" diyerek o kararın altına imza koyan ve anneannemi bile bir şekilde kandırmış olan o adamdan nefret ediyorum.

Bana koca bir aferin aldıran ve okuduğum ilkokula "12 Eylül" adını veren o adamın da aslında kim olduğunu öğrendiğimden beri onunla aynı ülkede yaşadığım için utanıyorum.

Şu an bu satırları yazarken hala istemediği bir bölümden mezun olma çabası içinde işsiz bir adamım ve Ahmet Kaya'dan "Şiire Gazele" türküsünü dinliyorum.



Peki niye anlatıyorum yukarıdaki hikayeleri ?


Çünkü ben de çocuktum bi zamanlar ve şimdi olduğum adam olma yolunda ilerlerken aslında olmak istemediğim adam gibi davranmıştım...Hayır bu yanlış bir ifade..ben çocuktum...ben bir adam gibi davranamazdım ki..

Olmak istemediğim adam olamazdım zaten; adam değil , çocukken...

Peki "olmak istediğim adam" olma yolunu açan şeylerden mahrum kalsaydım nasıl biri olacaktım?



İzmir yerine Siirt'de doğsaydım mesela...

Fındık çalmak yerine polise taş atsaydım mesela ?

Gülerek yaptığım hırsızlığı anlatan annem yerine, avukat avukat dolaşıp beni hapisten kurtarmaya çalışan babam olsaydı mesela ?

Mesela bu saatte laptopta bu yazıyı yazarken çalışan klimadan rahatsız olmak yerine, hapisteki ranzamda yukarıda yatanın horlamasından rahatsız olsaydım nasıl olurdu kim bilir ?

Acaba yine aynı "adam olma yoluna" ilerler miydim ?


Polise taş atan çocuklara 30 yıl hapis vermek yerine onları adam etmeye çalışsak da "kendi adam olma yollarında" ilerleyebilseler nasıl olurdu acaba ?

Comments (18)

Hocam eline sağlık. başka bir şey yazmayacağım. Sabahıp köründe adamı ne hale getirdin.

Ben de diyecek bir şey bulamıyorum. Çok iyi bir yazıydı...

ah hbba ah. naptın yahu sabah sabah?

"eheh aynı ben lan" şeklinde okudum kardeşinle alakasız olan maddeleri. Bu gibi saçmalıkların ardından ben de gittim, ben de saçmaladım, ben de nefret ettim Ahmet Kaya'dan, ben de yaptım Demirel taklidini, ben de gururlanıyordum Kenan Evren'le... Ve sonrasında yine senin hissiyatların.

Ama bizim çocukken düşündüğümüz gibi düşünen ve hala öyle devam eden insanlar oldukça fazlalar. Neden biz bu değişimi gösterdik, onlar gösteremedi?

Kimse aile demesin, zira ailem gibi düşünseydim hala 3 hilalli bayraklara sempati duyuyor olurdum.

Arkadaşlar yüzünden de demesin, çünkü eğer birisi "bakış açısı değiştiriyorsa" bu onlar değil, benim.

Eh, peki bizim bu değişimimiz diğerlerine neden yansımıyor, ben bu konuda çok takılıyorum. Cevabı çok basit aslında; okumamak ve araştırmamak.

Kendini 'Her boku bilen adam' gibi lanse etmenin ve kendinin 'süper' olduğunu iddia etmenin egosuna da bu şekilde varamıyor diğerleri.

Minik bir beyin sahibi bile okuyarak bir çok şeyi görebilir, bir çok şeyi değiştirebilir...

Baklava çalan çocuklar, taş atan çocuklar, slogan atan çocuklar, harç paralarının yükseltilmesine isyan eden çocuklar, dergi satan gençler, broşür dağıtan gençler "yasaklanır" ama devleti soyan ödüllendirilir bu ülkede...

salak gibi uzun uzun yorumlar yazıyordum sana, halbuki hep ve tek "budur" demem yetermiş...

okuyana söz bırakmadığın her yorumuna içimde bir söz saklıyorum...

,,,,,,,,,,,

hacı ben bunu maille sağa sola yollarım bak demedi deme... ellerine sağlık

çok söyleyip abartmaktan, az söyleyip değerini verememekten korkarım.
tek diyebileceğim,
bazen bazı insanların varlığı huzur verir.
bazen bazı insanların varlığı dünyanın değişebileceğini gösterir.
kendi adıma teşekkürler.

hocam harikasın
benden yaşca küçük, fikriyatça farklısın belki ama
büyüksün

Okurken resmen ürperdim.Çok güzel bir yazı olmuş keşke hükümetimiz de insanlarımız da sizin kadar ince düşünebilseler.Saygı ve sevgilerimle

Buna benzer bir yazı yazmak üzereyim. Sakın senden çaldığımı düşünme :)..peşindeyim.seni gazetelerdeki bir köşede görmek beklentilerim arasında bilesin.))

http://bidosttt.blogspot.com/2009/06/cocuklar-m-gerizekal-ilaa-ahir.html

bu yazıda yaptığım şeyden utanıyorum. bi yazım daha vardı, bulamadım ama. onda da, küçükken yaptığım bi salaklığı anlatmıştım. ne kadar küçüktüm hatırlamıyorum. köyümüzde bi kadın var, kocası ölmüş 3 çocuklu bi kadın. kızı benden 2 yaş küçük. bana küçük gelen kırmızı ayakkabılarımı ona vermişti annem. ben de kız bizim evin önünden geçerken (nedenini hatırlamııyorum, beni kızdırmış mıydı, yoksa öle durup dururken miydi) onu durdurup, çikar ayakkabilarimi demeye basladim. aptal gibi, bi kaç kisinin önünde böyle bi salaklik yaptim. cidden çok utaniyorum bundan. çocuktum'la geçistirilmesi gereken bisey ama, biliyorum.

(bi kaç bisey daha yazip sildim. sen yeterince anlatmissin zaten, tekrara lüzum yok..)

Kendi evlatlarını kırpıp törpüleyip birer düşmana dönüştürüyor bu ülke. 30 yıl sonra o çocuklar nasıl adamlar olurlar. Düşünmek istemiyorum. Umud ediyorum ki, 'Su akar yatağını bulur'

Çocuk yetiştirmek konusunda cezalandırmanın yanlış olduğunu düşündüğüm gibi, burada da çocukları devlet adına yetiştirmek söz konusu olduğundan sorumluluk verme taraftarıyım.

Yazıyı ne yazık ki epey geç okudum :) Mükemmel bir yazı olmuş. Bir tespit bu kadar güzel yapılamazdı.

Blog yazmaya kadar verdim ilk burayı açtım. Bİrilerini izlemek istedim isminizi beğenmesemde ilk sizi izledim.sayfanızı kurcalarken de buraya denk geldim. Blog konusunda acemiyim ancak bu yazınız gerçekten güzel Ellerinize sağlık...

klavyene sağlık dostum abim kardeşim herneysen adamsın

herkes olmak istediği adam yolundadır içinde,yaşayamayanlar şanssızdır o ayrı mesele,sabahın 7sinde işe giderken çöpten plastik toplayan bir çocuğa 5 lira verdiğimde utanıp yok abla sağol demesindedir olmak istediği adam rotası ve bazen herkesten güzel giderler yollarını,olmak istedikleri adam güzelleştirir hayatlarını,yaşanılan şey fark etmez bazen..

herkes olmak istediği adam yolundadır içinde,yaşayamayanlar şanssızdır o ayrı mesele,sabahın 7sinde işe giderken çöpten plastik toplayan bir çocuğa 5 lira verdiğimde utanıp yok abla sağol demesindedir olmak istediği adam rotası ve bazen herkesten güzel giderler yollarını,olmak istedikleri adam güzelleştirir hayatlarını,yaşanılan şey fark etmez bazen..