Devekuşu Cumhuriyeti'nin Kelebekleri

Posted by her boku bilen adam | Posted in | Posted on 21:56


Ben çocukken Devekuşu Kabaresi'nin oyunlarının kasetleri vardı : Beyoğlu Beyoğlu, Aşk Olsun, Deliler, Reklamlar, Yasaklar...

Video kaset değil bu arada yanlış anlaşılmasın; bayağı bildiğimiz kaset.Sadece ses..

Ne zaman canımız sıkılsa o kasetleri koyar dinlerdik hiç bıkmadan. Hiç bir oyunu izlemeden sadece kasetlerini dinleyerek neredeyse tüm Devekuşu Kabare oyunlarını, oyunlardaki tüm esprileri, şarkıları ezberlemiştim ki hala çoğu ezberimdedir.


İşte o oyunlarden biri olan Yasaklar'da o zamanın TRT denetimlerini hicveden "Minik Kelebek" adında bir skeç vardı.AlkışlarlaYaşıyorum'a da eklemiş birileri.Buyrun :




Bundan 20 yılı aşkın bir süre önce oynanan bir oyundan bir kesit izlediniz. Peki geçen bu süre içinde bizim ülkemizde neler değişti ?

Çok şey değişti tabi.Mesela artık sadece bir kanalımız yok.Uyduda,kabloda ; yerel , ulusal yüzlerce televizyonumuz var. Ama artık o dönemdeki kadar meraklı değiliz televizyona.Artık internetimiz var ve daha nice teknolojik gelişime sahibiz o döneme nazaran.

Peki beyinler değişti mi ?

Artık bir kelebeğin uçmasının sakıncalı olabileceğini düşünen zihniyetten uzak mıyız ?

Bu sabah bilgisayarımı açtığımda MySpace ve LastFm sitelerine erişimin engellendiğini öğrendim. Youtube zaten ezelden beri kapalı. Sağolsun denetimci amcalar her zaman olduğu gibi bizim iyiliğimizi düşünmüşler ve bu zararlı siteleri kapatmışlar.



Bir yıl kadar önce Blog sitelerine de yasak konmuştu hatırlarsınız.Gerçi şu an da pek sağlıklı bir şekilde giremiyoruz bloglara ya neyse.

İşte o zaman bir yazı yazmıştım.Bazı yerlerinden alıntı yapmak istiyorum :


....sağolsunlar ,tıpkı Youtube,ekşisözlük,geocities,vb.. örneklerinde oldugu gibi beni ve etrafımdaki insanları zarar görmekten kurtardılar.Tabi yalnızca benim yazılarımın değil aynı zamanda her gün keyifle okudugum bana çoğu gazetenin,televizyondaki spor programlarının yaşatmadıgı keyfi yaşatan acetobalsamico'yu, flyingdutchman'i, bir sürü yeni tarif ögrendigim pastacı'yı, pek çok alternatifi buldugum evrenselmuzik'i ve şu internetten keyif almamı saglayan daha pek çok bloga erişimim engellendi.

Şimdi "ulan zaten blogger siteleri toptan engellendi senin pastanla ne alakası var ki" diyebilirsiniz.Tamam işte ben de onu diyorum zaten, denyonun biri bir blogda saçmasapan bir şey yaptı diye benim yemek tarifime niye engel koyuyorsun.

Youtube yasagında mantıgın zerresini bulamazken ve daha saçması yapılamaz herhalde derken, "çok büyük konuşmuşum" diyorum şimdi kendi kendime. Artık işler öyle bir duruma geldi ki, günün birinde adamın biri karısını kesip buzdolabına saklasa evlerdeki tüm buzdolaplarına "bu buzdolabına erişim mahkeme kararıyla engellenmiştir" diye yazılabilir gibi geliyor bana.Hatta insanlar arkadaslarını arayıp "oğlum şu buzdolabına açmak için ayar neydi lan" diyebilecekler böyle bir senaryoda.


Diyecegim şudur ki dostlar,yıllardır hem içerde hem de dışarda süregelen bir kimlik tartışmamız var. "Kim Türk kim Türk kim Arap kim Ermeni,hepimiz Türküz,hepimiz Ermeniyiz,batıda bizi yanlış tanıyolar" gibi uzantıları olan bizzat ucuna kendimizin sıçtığı degnekler kümesi. Ama bu karmaşaların hiç birisi çözüme de kavuşamıyor, çünkü kimse "öteki"ni dinlemiyor bu ülkede. "Aydın" diye gecinenler de,cahil olduklarını söyleyenler de karşı tarafın ne hissettgini ne düşündügünü hiç bir zaman kaale almadı bu ülkede.

...ve böylesine diyalogsuz, empatiden yoksun bir ülkede tek çözümdü tüm sınıfı okul sonunda cezaya bırakmak.

...ve ilkokul 3.sınıfta arkadasının yaramazlıgı yüzünden cezaya kalan çocuk, askerde denyonun biri yüzünden tüm tabur cezaya bırakılınca da sesini çıkarmadı. PKK köy basınca tüm Kürtleri terörist yaptık, tüm Sivaslılar yakmıştı Madımak Oteli'ni, Alevi'ye kız verilmezdi bizim ailede, Sünni adam damat olamazdı bizim sülalede, Beşiktaşlı olmayanlar orospu çocuguydu bizim tribünde, "türbanla okula gelmesinler kardeşim" niyetleri başkaydı onların, mini etek giyen kızın niyeti de belliydi zaten, ama "Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktu" onu da söyleyeyim yani.....

Uzatayım mı daha ?

Anlatmaya çalıştığım şudur ki efendim, herkes işine gelince demokrat işine gelince özgür, işine gelince masumu oynayınca hepimizi böyle topluca cezaya bırakıyorlar işte.Ne zaman kafamızı işimize gelmeyince kuma gömmeyi bırakırsak o zaman bir şeyler yolunda gidecek bu ülkede.

Bence bu mümkün mü...İmkanı yok!!!


Bu yazıdan yaklaşık bir yıl sonra yine tüm sınıf yine cezaya bırakıldı.

Devekuşu Cumhuriyeti'nde yaşayan Kelebekler olarak zaten bir gün sürecek ömürlerimizde uçmamızın sakıncalı olduğunu söyleyen insanlar tarafından yönetilmeye devam ediyoruz.

Aynı soruyu bugün sorarsak peki bu düzen...pardon , bu kafalar değişir mi ?

Biz kelebekler olarak biraz daha uçmadan yerimizde oturup bekleyelim de, tam güneş batarken bir şeyler değişir herhalde..

Comments (1)

yazdıklarında haklı olmadığını idda edebileceğimiz değil cümle noktalama işareti bile yok. keza biraz eksik kalmış. Eskiden kaberelerde çok sert şekide düzene karşı oyunlar, senaryolar yazılırdı.Devekuşu kaberesinin bendede kasetleri vardı eskiden. şimdi internetten ulaşınca bazen ağızım açık kalıyor. Sahi kabere artık yok peki onun yerine artık nelerimiz var? Cem yılmaz mesela hiç bu tarz bir yaklaşımını gördünüz mü? suya sabuna bulaşmıyor. tiyatroların zaten durumu ortada. sonuç olarak tek bir gerçek çıkıyor ortaya aslında. ilginçtir ama eskiden daha özgürdü bu ülke.