Elikanlı Delikanlıların Kahramanları

Posted by her boku bilen adam | Posted in , | Posted on 22:42

Milli katilimiz, gururumuz, en büyük vatanseverlerden Mehmet Ali Ağca sonunda hapisten çıktı. Bu tanımları ironi olsun diye yazmıyorum. Hatta bunları ben yazmıyorum. Bunları yazanlar bu adamı gerçekten kahraman ilan eden yurdum vatanseverleri.

Onlara göre "bu vatan için kurşun atan da yiyen de kahraman" malumunuz.

Peki ne yapmış bu kahraman Ağca ?

Gazeteci Abdi İpekçi'yi vurmuş sırtından, sonra hapisten kaçıp Papa'yı vurmuş yine sırtından. Hani delikanlılığın kitabını yazar ya bu arkadaşlar hep derler ya "birini sırtından vurmak, silahsız birini vurmak kalleşliktir..." o yüzden bastıra bastıra "sırtından" diyorum.

Peki ne yapmış bu adamlar da bu Kahraman Ağca çıkıp vurmuş bu iki insanı ve kurtarmış güzel vatanımızı ?

Biri gazeteci, diğeri de adı üzerinde PAPA. Ruhani bir lider işte.

Ne açıklıyorum ki zaten kim olduklarını ne yazdıklarını ne söylediklerini. Birilerini öldürerek vatana hizmet ettiklerini düşünen insanların yaptıklarını ne diye açıklıyorum ki..


Bugün 19 Ocak değil mi zaten.

Bir başka kahramanın(!) ortaya çıktığı andan itibaren 3 sene geçmiş.

Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Hrant Dink, A.Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Onat Kutlar.....

Liste o kadar uzun ki.

Bu insanların hepsi adam öldürmeyi "vatana hizmet" sanan malların maşaları tarafından katledildi.

Tek istedikleri fikirlerini açık açık ortaya sunmak, bu ülke için yolunda gitmeyen bir şeyleri eleştirmek, çözüm sunmak, insanlara bir şeyler anlatabilmekti. Ama susturulmak şöyle dursun; sırtlarından vuruldular "Delikanlılar" tarafından.

Bu elikanlı delikanlılar öyle vatanseverlerdir ki iki laflarından biri vatan, bayraktır ama sorsan "neresidir bu ülkenin en yüksek tepesi, neresidir bu ülkenin en kurak nehri, kimdir bu memleketin en büyük şairi, kim yazmıştır şu kitabı..." tekini bile bilmezler. "Andımız"dan öteye gideme vatan bilinçleri.

Bi boka yaramayan varlıklarını armağan ederler durmadan bu vatana..

"Oğlum bu Hrant denen herif Türkler için kanı pis demiş" der dururlar.

"E okudun mu yazının tamamını ?"



Ne gerek vardır ki zaten tamamını okumaya. Zaten okumaya, yazmaya sorgulamaya hiç gerek var mıdır ki ?  Adam olsaydı, düzgün biri olsaydı REİS ağbiler imzalar mıydı hiç ölüm fermanını bu Ermeni Tohumu'nun. Ulan zaten hepsini geçtim adam Ermeni değil mi ? Tamam işte ordan bile haketmiyor mu ölmeyi.

Ermeni Soykırımı yok o ayrı mesele. Ama "Ermeni Soykırımı var" diyeni deşerim o apayrı mesele.

Hrant Dink bu vatanı, iki lafı "vatan" olan yavşaklardan çok daha fazla seviyordu. Hatta o yavşakların cesaret dahi edemediği şeyleri söylediği için Ermeniler tarafından bile eleştirilen bir adamdı. Ama tek yanlışı bu ülkede yaşayan herkesin insan olduğunu sanması, güvercinlere dokunmayı bırak, kutsal saydıkları örümceği, karıncayı bile ayaklarının uçlarıyla ezdiklerini farkedemeyişiydi.

Bebekleri katil yapan sürecin daha bebeklere verilen isimden başladığını görememişti o ve ailesi. Güvendi bu ülkenin güzel insanlarına. Güvendi bu ülkenin güzel havasına. Ama göremedi o havanın içine sıçanların giderek çoğaldığını ve linç etmeyenin dışlanır hale getirildiğini.

Şarkıda dediği gibi "Hepimiz, her yer tetiktik artık"

"Milliyetçi duygularla işlenmiş bir cinayet" dedi devletimizin Emniyet Müdürü olaydan sonra... En doğruyu o söyledi aslında.

Yaşadıklarımızın hiç biri "MÜNFERİT" değildi çünkü artık. Biz artık aşmıştık o MÜNFERİT ÇİZGİSİNİ.

Hrant'ı da biz öldürdük, Malatya'da incil satıyor diye insanları da biz işkenceden geçirdik, Aziz Nesin'i de biz yakmaya çalıştık yanındaki onlarca insanla beraber,

..ve katillerin hepsini de biz kahraman ilan ettik.

Bunu da "bu olanlar herkese maledilemez" diye diye yaptık. Oysa kenardan olanları izlemekle yetinip "hepimize mal edilemez" demek yerine engel olsaydık, engelleseydik, "yapmayın" diye haykırabilseydik; hepsini geçtim bari bunları yapanlara alkış tutup onları kahraman ilan etmemeyi başarabilseydik belki de bugün çok daha farklı bir ortamda yaşıyor olurduk.

Ama olmadı.. Bu gidişle de olmayacak.

Bakıyorum her yere, üniversiteye giden okumuş(!) gençlerin bile hala Ogün Samast, Mehmet Ali Ağca hayranlıkları vuruyor yüzüme tokat gibi. Abdullah Çatlı'nın sözlerini yazıyorlar, Sedat Peker'in hayranı oluveriyorlar FeysBOKlarında.

Ama tanımıyorlar Yunus Emre'yi , Mevlana'yı...

Çünkü onlar için bu ülkenin halkı için sesini duyuranlar değil, birilerini öldürenler kahraman. Onlar "Asmayalım da besleyelim mi" diyenleri baştacı yapıp, kendi evlatlarınının bin türlü işkenceden sonra darağacına gitmesine ses çıkarmazken, insanlıkla alakası olmayan bir cinayeti işleyen çocuğu kahraman yapıp, bayraklarla gülümseyen fotoğraflarını çekirip, içeride krallar gibi besleyip semirmesini sağlayan yaratıklar.



Peki buna karşı durup en naif duygularla "O'nu Ermeni diye öldürüyorsanız o zaman hepimiz Ermeniyiz" diyenlere ne yapıyorlar ?

Ne yapacaklar ? Onları da bir çırpıda vatan haini ilan ediyorlar.

Çünkü Türk değilsen, bizden değilsen siktirip gideceksin kardeşim.

"Ya seveceksin, ya da s.ke s.ke seveceksin bu ülkeyi. "

Ha bu ülkede hırsızlıklar, adaletsizlikler, insan haklarına aykırı bin çeşit dava, işkence, türlü yolsuzluk olur ama sen itiraz etmeyeceksin. Haksızlığa uğrasan dahi susacak, hakkını arayanı da gidip linç edeceksin ama bu ülkeyi seveceksin kardeşim.

Ama anlamadıkları bir şey var, anlamamakta direndikleri bir şey.

Biz bu ülkeyi zaten çok seviyoruz. 

Biz sizi sevmiyoruz. 

Sizin gibi şerefsizliklere çanak tutanları, katilleri alkışlayanları, darbecilerin postallarını yalayanları, Ermeni, Rum, Gayrimüslim kardeşlerimizle aramıza set çekmeye çalışanları, inananla inanmayanı ayırt edeni,  iki tane hamamböceğinden bile değersiz olan siz şerefsizleri..

Sizin sevdiğinizi sandığınız bu vatan da size ait değil aslında. Zaten size ait olsa şimdiye kadar çoktan onu da satmıştınız.

İşte bu yüzden Hrant Dink için binlerce insan toplanırken siz hala "Ben Mesihim" diyen bir kaçığın götünün peşinden koşuyorsunuz.



Bu vatanın gerçek insanı, en güzel duyguların insanıyken, sizin peygamberiniz bile sahte.

Bu vatan için kurşun attığını sananlara değil, bu vatanda yolunda gitmeyen bir şeylere sesini çıkaranlara alkış tutulduğu bir zamanda yaşayabilmek dileğiyle, saygıyla anıyorum Hrant Dink'i, O'nu vatan haini ilan edenlere inat.

Comments (32)

İlginç bi yazı oluş.. gayet güzel bir örnek eleştirel bir uslup için.. Ama bana da bi miktar yanlı gelse de dediklerinizde haklısınız.

Ayrıca şunu eklemek istiyorum...
Bu sayfanın en üstüne baktığımda oradaki fotografları bir kere daha incelemek gerekir bu yazıyı okuduktan sonra hatta önce...

Çok güzel bir yazı söylenmeyenleri dile getirdiğiniz için tebrik ediyorum.
Ama söylediğiniz sözlerle yukarıdaki resimler çelişkili duruyor. Bence onları değiştirmeyi düşünmelisiniz.
Diyeceksiniz ki "Bunlar kurgu ürünleri ve bu resimlerle söylediğim sözlerin ne alakası var?". Ama maalesef bu ülkede Kurtlar Vadisi'ndeki bir sahne yüzünden diplomatik kriz çıkaranlar, orada izlediklerine özenip yazıda bahsettiğiniz tetikçileri kahraman yapanlar var. Bilmeyerek de olsa bilinçaltınızdan yanlış mesajlar verebilirsiniz.

işin en salakça tarafı şimdi sen böyle dedin bizde hak verdik ya, vatan haini olduk bide...kendi ezber tarihiyle aslında bir bok bilmeyen koyun sürüsü bir topluluğuz

bak yine kavye delikanlisi gordum seni :)
hepsi bir yana, insanlari sadece olum yildonumlerinde anip duygu somurusu yapan medyada ayri bir nefret konusu...
kirazsevdasi.wordpress.com

rezillikler ülkesinde katilleri adam sayıyorlar, kafası çalışan güzel insanları da vatan haini.Çok komik, bunca mal sürüsünün nasıl oluyor da bu kadar bilinçsiz ve cahil kalmayı ısrarla başarabildiklerini anlayamıyorum. Kötülükle açıklayabiliyorum sadece. Kötü olmakla. Kötü tarafı seçmekle.

Bugün tv izlerken mideme kramp girdi. Abdi İpekçi bir cadde adı olarak kaldı, Hrant Dink'e de bir sokak bağlarlar, olayın üstünü debir güzel örterler...Rezillik uzmanları bunlar. Yaparlar. Yapıyorlar. Yapmaya da devam edecekler. Çünkü örgütlü kötülük kurumları kurmuşlar, yürütüyorlar tam da üzerimize basa basa.

Adsızın dediği gibi biraz yanlı olmuş, bunlar çift taraflı ve derin bağlantılı şeyler.

Sevgili HBBA ,
Hep tespitlerini çok severim senin.Yine sevdim , bu yazıda dikkatimi bir şey çekti.
Sürekli seviyeli tartışmaktan , aynı görüşte olmayanların bile tartışabilmesinden bahseden nasıl , neden bu yazında bu denli çirkin sözler kullandın ?
Bir hırsla yazdığın için belki ama önceki dediklerinle bağdaşmadığı için bunu sana yazmak istedim.
Yazının anafikrine ve çoğu dediğine katılıyorum , dile getirdiklerin için teşekkürler.

Ben bilerek isteyerek toplumsal hafızamızın zayıflatıldığını düşünüyorum.

Oya Baydar'ın son kitabında bahsettiği bir virüs vardır. Unutturmak amaçlı geliştirilen bir virüs. Sanki birileri de bizlere yavaş yavaş enjekte ediyor böyle bir virüsü.

Düşünmekten uzak, duygusuz ve tamamen kontrole açık kuklalar gibiyiz...
Kimse alınmasın, üstüne de almasın lütfen ama memlekete bir dönüp bakarsak çoğunluğun bu mertebeye çoktan ulaştığını görürüz sanırım...

Hainlere hain dediğinde sen hain,hainler kahraman olmasın istiyorum(tek olmadığımı umuyorum)

Çünkü tek derdi kahraman diye anılmak olan düşünme acizlerini onlardan daha çok düşünenler yönetiyor hainlikleri doğrultusunda

Tek taraflı olmuş diyenler biraz daha açsın? Yoksa kafalarının iyi olduğunu düşünücem.

her şeyden önce burası bir blog adı üzerinde. yani burası birilerinin aklındakileri yazdığı kişisel bir alan. yani burası bir gazete, bir dergi ya da daha ciddi bir müessese değil. dolayısıyla yukarıdaki "banner" da kişinin seçimlerinden oluşuyor. ben de kendini bir "sinefil" olarak adlandıracak düzeyde bir sinema izleyicisi olduğum ve amatör anlamda da sinema ile ilgilendiğim hatta ve hatta bu blogu açmaktaki ilk amacımın da sinema üzerine yazılar yazmak olduğu için üstte böyle bir banner kullandım.

ne var bunda ?

neden yazılan yazıların içeriklerine bakmak yerine, yazan kişinin rumuzuna, gerçek kimliğine, koyduğu resme, kullandığı başlığa bu kadar takılıyorsunuz ?

o ambalajına ve ismine güvenerek, ayıla bayıla okuduğunuz gazeteler isimleri dışında ne veriyor içerik olarak da kendi yağında kavrulmaya çalışan, düşüncelerini gazetelerden bile daha cesur aktarmaya çalışanların ambalajlarına bu kadar takılıyorsunuz ?

kimse yanlış anlamasın beni eleştirmeyin demiyorum ama bu tip şeylere takılınmasına da bir anlam veremiyorum.

yazıdaki "kaba" üslup demiş birisi de.

evet haklı aslında. biraz eleştirdiğim bir dil kullanmışım ama bu yazıyı başladım yazmaya ve yazdım öyle. elimden ne çıktıysa da hiç dokunmadım. imla yanlışı bile bulabiliriz bir sürü.

ama o kaba denen kelimelerin de yine de "boş küfür" olarak kullanılmadığını düşünüyorum yine de. belki inanmazsınız ama günlük hayatta öyle sık küfreden biri değilim.

ama yine de daha farklı bi şekilde de anlatabilirmişim. olsun ama rol yapmaya da gerek yok o an aklımdan geçenler bunlardı.

bi de taraflı bir yazı olduğundan bahsedilmiş.

gerçekten bunu anlamadım ben. hem yazıya çok iyi diyor hem de taraflı diyorsunuz. hangi taraf bu ?

hani burda siyasi bir taraftan bahsediliyorsa belki buna da inanmayabilirsiniz ama hayatımda oy kullanmadım (1 yerel seçim hariç)

herhangi bir siyasi partiye, bir siyasi gruba, sivil bir topluluğa da üye değilim. hatta yakın bile değilim.

olacağımı da sanmıyorum.

eğer tarafdan kastınızın ne olduğunu açıklarsanız cevaplamaya çalışırım.

benim bu yazıdaki tarafım yok yere öldüren ve öldürenleri de kahraman yapan insanların tam karşısıdır. eğer yazıya hak veriyorsanız siz de zaten o taraftasınız.

ya biz idam duvarıyız karşımızda çok insan öldürdüler
onlar hep döküldü biz hep ayakta kaldık
temelimiz kanla beslendi ama nedense uzamadık
öyle bakmayın bu yaralar şerefli yara değil
getirirler vururlar biz öyle dururuz
yağmurlar gözyaşı bulutlar mendil
elimizden ne geldi de yapmadık
ah öyle bakmayın utanırız kahroluruz
Atilla İlhan
Bu katillerin resimlerini koymasaydınız keşke, blogunuz kirlenmesin onlarla.

Yine de o resimlerle yazıların doğrudan çelişiyor.
Bu yaptığının Kurtlar Vadisi'ne benziyor. Onlar da aksiyonlu, mafyalı, çeteli, derin devlet hikayelerini seviyorlardır. Bak sonu ne oluyor...

Paketten çok içerikte sana katılıyorum ama önemli bir noktayı kaçırdığını düşünüyorum. Buna birazdan geleceğim ama önce bu konudaki çelişkinin nereden kaynaklandığını ortaya koyalım.

Bence sorunun temelinde bilinçaltı meselesi var.

Yazılarındaki sert ve iğneleyici üslup sanırım sevdiğin filmlerde de kendini gösteren bu şiddete meyilli yönünden kaynaklanıyor. Benim canımı sıkan bu üsluba sahip olan bir kişinin şiddeti kınarken görmezden geldiği ikircikli tavrı. Bu keskin üslubun yüzünden şiddeti tırmandırdığının farkında olmalısın. Ki ben yazı ve yorumlarından bunun farkında olmayışının daha yüksek bir olasılık olduğunu düşünüyorum.

Gelelim paket ve ambalaj meselesine. Paket ve ambalaj meselesi genelde somut ürünler için geçerlidir. İletişimin bir yöntemi olan blogda ise iletişimle ilgili kavramlar öne çıkar.

İyi bir iletişimde söylenenin ne olduğu kadar iletişimin sağlandığı ortamın da önemi vardır. İşte ben de bu ortamdaki bazı sıkıntılara dikkat çekmek istedim.

herşeyi geçtim de, mehmet ali ağca'nın götünün peşinden kim koşuyor onu anlamadım... şu ülkede dangozlar tarafından hakkaten bir ogün samast kadar şanlı kahraman ilan edilebilecekken kendini kendi elleriyle şopar eden ve "mal la bu" muamelesi gören yegane şahıs ağcadır herhalde. ha ayrıca şu da var, şu yazdığın düşünceleri sesli dile getiriyo olsaydın en az o eleştirdiğin tipler kadar ağzından tükürükler saçarak,suratın hınçtan çarpılarak konuşuyor olacaktın, bunları yazarken klavyeni parçalamamışdınır umarım. al birini vur ötekine.

"Bi boka yaramayan varlıklarını armağan ederler durmadan bu vatana.."

Bir olay bu kadar net ve basit ve güzel ancak böyle anlatılır,eline ve aklına sağlık..

Ayrıca yorumlara göz gezdirdim de, blog header'ına takılmışlar filan, biz pakete önem veren bir ülkeyiz,içerikten önce dış güzelliğe önem vermesek -ki dış güzellikten de pek bir şey anladığımızı söyleyemem- bu ülkede seda sayanlar 400.000 dolar para kazanırken,iki üniversite mezunu insanlar işsiz dolanmaz.. nerden nereye geldim..neyse.. J.

Malesef din ve milliyetçilik ülkemizdeki insanların hücrelerine kadar işlediği için (burada dincilik yapmaktan bahsediyorum ırkçılıktan bahsediyorum tabiki herkesi ülkesini ve insanlarını sevmeli)insan yaşamının kutslallığından bihaber yaşayan bir toplum ortaya çıkıyor...ata sözlerimiz ve deyimlerimiz bile şiddet üstüne kurulmuş. Bu konuların hepsinde sana katılıyorum ayrıca blog ve basın arasındaki değerlendirmende de bloglarların bu kadar sevilmesini sebebi bencede dediğin gibi geleneksel medyadan ayıran en büyük tarafı Bir gazetede bir köşe yazısı okurken o yazarın stili üslubu ne olursa olsun, gazetenin genel yayın ve politikasına uygun bir dil ve tavır takınmak zorunda kalırken “blog’çular” hiç bir tabu yasak dinlemeden düşüncelerini “çatır çatır” kelimelere dökebiliyorlar.
Bende tasarımını eleştirecem yani paketi ama içerik ile tasarımı karıştırarak değil elbette bir blog'un en önemli tarafı içeriği ama herşey tasarımla başlar..
Ve eklediğin bannerın kahramlarının benim için hiç bir önemi yok ama blogun kullanımı pek iyi değil çok geç açılıyor ana sayfan çok düzensiz :))))) yazılara devamını oku şeklinde bir bağlantı verip kessen ana sayfan daha düzenli olabilir.HBB...Herşeyi biliyorsun ama blogger ile neler yapabileceğini bilmiyorsun :))))))

çok kişiselleştirilmiş...

bu vatana armağan edecekleri bir varlıklarının olduğunu bile düşünmüyorum. varlıkları satın alınmış piyonlar bu adamlar.

ahhh evet çok haklı bi yazı aslında ülkemizi kana bulayanlar pkk değilmişte ağcaymış vay anasını demekki apo yu serbest bırakıp ağcayı o adaya hapsetmek gerekecekmiş doğruu yaa neden düşünemedik biz bunları..yazıyı yazan arkadaş hemen etnik kimliğini ve neden türklere düşman olduğunu açıklasın

oncelikle yazını cok begendim cok guzel olmus.konunun nereden pkk ya geldigini anlayamadım

Alakasız ve aykırı yorumlar yapanların neden hep "adsız" olduklarını her zaman merak etmişimdir.. :)

Bazen bu işler böyledir. Bir anda içinden geldiği gibi yazarsın ve dürüst insana, içinden geldiği gibi yazdığını aynen aktarmak yakışır. Buradaki üslubu sert bulanların -ki bence bu it sürüsüne az bile- en azından bu açıdan desteklemesi gerekir yazanı. Ama yok, biz alışmamışız böyle şeylere. Biz satılmış kalemlerin, parayla bağlanmış haberlerin ülkesinde yaşıyorduk değil mi? Burada her yazı "ılımlı islam, sikko liberal, az dokunduran, çok okşayan" kıvamda olmalı. Burada okuduğunuz yüzlerce "üslubu yerinde" yazıya sayın bu arada kaçan "şerefsizler"i; ki dediğim gibi az bile söylemiş...

Yukarıdaki bir arkadaş güzel söylemiş; Abdi İpekçi'ye bir cadde ismi, bir spor salonu ismi verdiler, Hrant'a başka bir şey verirler. Bu ülke "vatan haini" diye astığı Deniz Gezmiş'e bile cadde ismi verdi Esenyurt'ta; "Recep Tayyip Erdoğan Parkı"nın az ötesinde... :) Bu işler böyledir, malesef böyledir.

Bu ülke, bu devlet, yarasına dokunanların canını alır ve sistem karşıtlarını kasıtlı olarak "karşısında tutmaya devam etmek için" onları ölümsüzleştirir. Çünkü bizim gibi ülkeler kaosla beslenir. Faşist ve aşırı devletçilik bunu gerektirir. İnsanları korkutacak, insanları sindirecek, insanları sinirlendirecek bir meta lazımdır. Yoksa gül gibi Nazım mı vatan haini olacak adamdı?.. Ama sadece işine gelenleri ölümsüzleştirirler elbette. Kaypakkaya'lar, Çayan'lar hala vatan hainidir, hala teröristtir misal. Neyse. Saptırıyorum ehah..

Bir makale olarak değerlendirilmemeli bu yazı. İçinden gelenleri, geldiği gibi yazmış arkadaş.

Bu ülke böyle. Gazlı ülke. Gaz sobasından bu kadar ölüm olması çok normal :P

Adsız dedi ki...yazıyı yazan arkadaş hemen → etnik kimliğini ← ve neden türklere düşman olduğunu açıklasın...
→ Adsız ← bu ne çelişki :)))
Ya derse bende senin kadar TÜRK'ÜM o zaman ne olucak söylediklerini doğru olarak kabullenecekmisin?

Dünya artık bu tür şeylere gülüyor bir insanın ırkı, dini, meshebi veya etnik kimliği ne olursa olsun fikirlerinden düşüncelerinden önemli değil ...

Kaldıki söyledikleride çok doğru ya biraz basit düşünmeyi öğrenelim karşımızdaki insanları din,ırk ayrımında bir yerlere koymadan birazcık kendimizi onşların yerine koyalalım abdi ipekçinin çocukları ailesi arkadaşlarının yerine koyalaım biraz ....Şu an ben mesihim diye ortaya çıkan insan bu insanların bablarını vatanı kuratarıyorum diye elinden aldı. bi



Tabiki Apo nasıl cinayet işlediği için katil cani olarak ilan ediliyorsa ... insanların da Ağca gibilerini de kahramanlaştırmamsı gerekir....yarın öbürgün bulara özenen biri sizin aileneizden birinide bulabilir...

din, ırk, dil mühim değildir; mühim olan insandır, "öz" bundan ibarettir. din, ırk ya da benzeri sınıflandırmalar, insanın bilinçaltındaki yalnızlık korkusunu bastırmak ve kendi özgüvenini kazanmak, aynı zamanda da dünya karşısında daha sağlam durabilecek büyük bir organizmanın parçası olarak güçlenmek amacıyla kendiliğinden gelişen aidiyet ihtiyacının somuta yansımasından başka bir şey değildir. isim, sadece bir isimdir; masallarda anlatıldığı gibi tılsımı yoktur hiçbir kelimenin. sıfat sadece sıfattır, tanımlama amaçlı kullanılır; farklı hiçbir özelliği yoktur kürtlük, türklük ya da ermeniliğin. kim olduğuna bakmadan insanı sevmek, dinlemek ve mantık süzgecinden geçirdikten sonra hak vermek ya da eleştirmek gerekir. ama hoşgörü şarttır. damak tadına uymayan cümlelere karşı silah çekmek insanın hangi sıfatına uygun düşer? şimdi tüm bunları savunan ve öldürmek, yok etmek amaçlı yaşayan, bizleri sınıflandıran ve dolayısıyla değer biçen insanlara tepki koyan bir yazıya neden kızılır; anlamış değilim. şu işi pkk'ya, header'a, şekilciliğe ve taraf olamaya getiren yorumlar karşısında salak kalıyorum galiba.

HBBA Kürt olduğu için bazı şeyleri yazamıyor.Yazıların geneli Türk muhalefetçiliği başka bir şey değil.DTP'yi savunan adam her boku bilse ne yazar.

adsızlara bu blog kapanmalı çünkü her boku götlerinden anlıyorlar. Bunu bile bile yaptıklarını düşünüyorum çünkü kesinlikle hepsi blog yazarı.

Adsızları kapatırsa bil ki HBBA'nın reytingi düşer.Unutma meyve veren ağaç taşlanmaz,taşlanan ağaç meyve verir.Sen kimi yerersen o daha da favori olur.En azından Türkiye'de böyle...

her boku bilen adam'ın bu yazısını, sadece gündemde olan ve bi o kadar gereksiz olan konulara çekmek için çabalayanlar daha destekli atmak için diğer yazılara da bi göz atsın.

her boku bilen adam'ın bu yazısını, sadece gündemde olan ve bi o kadar gereksiz olan konulara çekmek için çabalayanlar daha destekli atmak için diğer yazılara da bi göz atsın.

Aslında bu tutumu doğru bulduğumu söyleyemem.Yani neden hoşgörü yada sevgi zorunlu kılınır ki.Yani biz ülkemizi zaten seviyoruz, biz başka dindeki insanları hoşgörüyle karışılıyoruz, biz başka ırkı hoşgörüyle karşılıyoruz bakış açısı neden doğruymuş gibi savunulur anlayamıyorum.

Ben bu ülkeden nefret ediyorum e o zaman hak etmiyor muyum burada yaşamayı?benim nefret edebilme hakkım yok mudur?

hoş görmek başlı başına yanlış birşey zaten.sen busun o da şu, olsun sen onu hoşgör, yok ya niye ben yanlış birşey mi yapıyorum?
misal; ben ateistim diye neden beni hoş görüyor bu teistler, neden böyle bir görüye ihtiyaç var? hoş görmeyenler benim götümü sikme hakkına sahip diye mi hoş görülmeli?

Ne doğduğun topraklar, nede bulunduğun din senin elinde olmadan sana atfedilen şeyler, o zaman başka topraklarda doğdu yada başka dinde bulundu diye neden onlardan üstün oluyoruz ki neden onları hoşgörme derdine düşüyoruz ki neden de neden böyle gider bu.

Yazınızı çok beğendim,tebrik ederim, her satırına katılıyorum. ''Elikanlı'' lafı da çok güzel cuk oturmuş. Blogunuzun adresini bi yere kaydedip, takip etmeye çalışacağım. Ben Hrant Dink'i öldürülmeden önce tanımıyordum ama öldüğünde içim çok acımıştı. Özellikle sizin de eklediğiniz üstüne gazete örtülmüş, ayakkabısının altı yırtık resmini görünce. Belki bu tür suikastleri hep duyduğum, ama birine ilk defa tanık olduğum için. Hrant Dink'in kendini güvende hissetmediğini ifade ettiği yazılarından biri de beni çok duygulandırır(Ki tehlikede olduğunu devletin ilgili birimlerine söylemiş, ama üzerinde çok durulmamış diye biliyorum. İşlerine gelmiştir. Maalesef.) "Evet kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz. Güvercinler kentin ta içlerinde, insan kalabalıklarında dahi yaşamlarını sürdürürler. Evet biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce." Keşke öyle olsaydı Hrant, keşke...Hepimiz Hrant'ız hepimiz Ermeni'yiz lafına karşı olanlar da var ama inatla söylüyorum, söylemeliyiz: HEPİMİZ HRANT'IZ, HEPİMİZ ERMENİ'YİZ. Çünkü hepimiz sadece ''insan''ız. Alakasız olacak belki ama sanırım Hürriyet gazetesinin reklamıydı; ''Bir gün gelecek herkes sana sadece İNSAN diyecek'' diyordu, ''umarım'' diyorum...

yaa kardeşş ne kardesi aq... öncelikle bi kolpa oldugun önüne gelene etıp tututugun herseyden belli bazı cümlellerin o kadar taklitci ki kopyala yapıstır gibi.... herseye laf at ama "sevgili Peygamberimize" bi daha dil uzatma uzatmaki sonun hrant amcan gibi olmasın....(bazı seyleri siz hak ediyosunuz aslında....)