Kısa Kısa 6

Posted by her boku bilen adam | Posted in | Posted on 19:07

Ne zaman herhangi bir Türk futbolcuyu, şarkıcıyı, sanatçıyı yersem hemen “sen yabancı hayranısın” gibi bir yaftalama ile karşılaşıyorum. Yabancısı yerlisi mi var; bana göre kötü olana  kötü, iyi olana iyi diyorum işte ne var bunda. Bi de şu “bi boku da beğen” lafı yok mu çıldırtıyor beni. Milletin beğeni düzeyi o kadar yerlerde ki sen ortalama bi şeye kötü bile değil; sadece orta düzeyde dediğin zaman bile celalleniyorlar. Recep İvedik’i beğenmiyor, Serdar Ortaç’ı dinlemiyorsun diye “entel dantel” damgası yiyorsun. Bu durum karşısında sen onlara “zevksiz” bile diyemezken onlar seni iki dakkada “Türk Düşmanı” ilan ediyorlar.

Ben çocukken o zamana göre lüks sayılabilecek (muz, çikolata, pasta vb.) şeyleri yediğimiz zaman büyüklerimiz tarafından tembihlenirdik “bahsetme kimseye ayıp olur bulan var bulamayan var” diyerekten. Şimdi büyüdük ve herkes sıçtığına kadar ilan eder oldu. Özellikle Twitter’da her öğününü de takip edebiliyorsunuz takip ettiğiniz kişinin. Hatta FriendFeed’de bir de fotoyla belgeliyorlar. Tamam zaman değişti artık böyle şeylere takılmamak lazım. Hani doğumgünü olur yıldönümü olur pastayı çeker koyarsın; ya da ne bileyim güzel bir mekandasındır içki sofrasını gönderirsin dostlarına “siz de burda olsanız keşke” falan diye ama kardeşim çiğnediğin sakızın bile fotoğrafını çekip koyuyorsun gına geldi artık. Bi lokma iste ucundan vermez ama; anca fotosunu çekip atar sana blututtan.

Bloomberg HT kanalında Dragons’ Den adında bir yarışma var. Yarışmada Ejderler olarak adlandırılan Britanya’nın en önemli zenginlerinden 5’i ve onlara projelerini beğendirmeye çalışan girişimcileri izliyoruz. Girişimciler bir ürün ya da projeyi getirip sunumunu yaparak belli bir kar payı karşılığı Ejderler’den sermaye istiyor. İşin en izlenir kısmı da Ejderler’in girişimcileri sorgulama kısmında başlıyor. Kesin yakında Türk versiyonu da çıkar. Koç, Sabancı ailelerinden dizerler 5 kişiyi. Güzel de olur aslında. Şurdan bir göz atın derim.

Size geliyor mu bilmiyorum ama bana Feysbukta durmadan kendisine hayran olmamı isteyen insanların talepleri geliyor. Hani “bana hayran olur musun?” komedisi bir yana; bu insanlar ayrıca kendi hayran sayfalarının da yöneticileri. Ben bunları ortaokulda lisede öğretmenlerin peşinden koşup “hocam 1 puanla teşekkürü / takdiri kaçırıyorum” diyip bi nevi kendisine teşekkür, takdir edilmesini isteyenlere benzetiyorum.

Twitter’a ya da bloga içinde “bok, göt” gibi kelimeler içeren şeyler yazdığım zaman gelen tepkiler var bi de ki onlara ayrıca hastayım. Meğer ne kadar da konuştuğuna dikkat eden bir toplumuz da biz benim haberim yok. Kaldı ki günlük hayatımda gerçekten de öyle küfür eden bi adam değilim. Ama göte göt, boka da bok derim yani ne var bunda. Hayatında hiç sıçmamış gibi davranan bu zatların da her esprili cümlenin sonuna Fırat ağzıyla “göt bok sıç dinimiz amin enneee eheh eheh” yazması da ayrı ironi ya neyse.

Hani bilgisayar/konsol oyunlarında kendiniz bir karakter yaratırsınız ve o karakteri yaratırken de gider acayip bir bıyık, uçuk renk bi saç, garip garip kıyafetler falan koyarsınız ya..hah işte alın size Hayko Cepkin’in yeni imajı :


Şebnem Ferah’ın albümü hani dinledikçe güzelleşecekti ? Kaç ay oldu dinliyorum hala tırt geliyor bana. Valla kimse kusura bakmasın ,ki bunu kendisini seven ve “Kadın” albümünün Türkiye’de yapılmış en iyi albümlerden biri olduğunu düşünen biri olarak diyorum, Şebnem Ferah bi git allahaşkına..
37 yaşında koskoca kadın oldun hala seni bi adam terkediyor sen de onun üzerine aynı lisesli kız ağıtlarını yakıp duruyorsun. Sana tapan kitle de ne yapsan beğeniyor. Nerde "Kadın", nerde "Artık Kısa Cümleler Kuruyorum" nerde şu dandik şarkılar. Karşımda sen varmışsın gibi konuşmamın nedeni de az sonra blogu basacak olan hayranlarına seni tanıyormuşum da samimi bi eleştiriymiş gibi bunu sana söylüyormuş havası yaratmak ama; biliyorum ki az sonra gelip ağzıma sıççaklar.. Dur hemen Fırat gibi sevimli olayım. Ağzıma sıççaklarmış, bok yapcaklarmış enneee ehe eheh (bu ne lan)

Oscar ödül törenini ve filmleri izledim. Tören hakkında bir şey demeyeceğim de filmler hakkında bir yazı yazarım bir kaç güne. Ufak olarak bahsetmek gerekirse Sandra Bullock o dandik filmle o ödülü alıyorsa…Neyse yazıya saklayayım.

Kadın ve Aileden Sorumlu Bakan (ki böyle bir bakanlık olması da ayrı komedi) Selma Aliye Kavaf’ın “Eşcinsellik bir hastalıktır ve tedavi edilmesi gerekir” lafını duymak beni pek şaşırtmadı açıkçası. Zira bu kafa yapısında olduklarını belli etmek için illa bu tip açıklamalar yapmalarına gerek yok. Ama sağolsun en azından açıksözlüymüş. Şimdi bu bakan hanım aileden sorumlu olduğu için bu açıklamayı duyan ve çocukları eşcinsel olan anne-babalardan çocuklarına nasıl davranmalarını bekliyor acaba ?  Geçekten merak ettiğim için soruyorum. Hani oğlu gay diyelim adamın, nasıl bir tedavi yöntemi uygulayacak çocuğuna ?

Selma Aliye Kavaf, Canan Arıtman, Meral Akşener … Meclisteki öne çıkan kadın vekiller bunlar. Şimdi bu kadınların erkek vekillerden farkı ne ? Bir de diyoruz ki kadın vekiller artsın. Ben tek fark olarak ayakta işeyemezler diye düşünüyorum. Selma’dan o konuda umutluyum gerçi.

Kaan Sezyum’un eşinin ardından yazdığı yazıyı mutlaka okuyun.

Comments (17)

Dragon's Den'den bahsedildiğini ilk defa görüyorum sanal alemde açıkcası sevindim baya bir kişiye tavsiye ediyordum ben de, güzel program.

Kimi yazdığım, kimi tembellik edip yazamadığım, kimi de yazmak aklımın ucundan geçmemişü offf ne biçim cümle oldu bu?- konularda yazmışsın, eline sağlık, Birinci, üçüncü ve Yedinci konular da kesinlikle aynı fikirdeyiz. Beşe çok güldüm, sonuncu bahsettiğinde de çok ağladım.

Sekizinci konusunda da bir şeyler karalamıştım, geçen gün gazetede "Amma çok eşcinsel savunucusu varmış" diyenlere inat...

tebrikler, şimdi de şebnem feraha takmışsın. neyse, serdar konusunda sana gıcık olanlardan biri olarak şeyi diycem; onu eleştirdiğin için ayy entel ayy çıktığı kabuğu beğenmiyo falan tribinde değilim de "onu dinleyen nası dinler aman Allah'ım inanamıyorum" tavrına kıl oluyorum. haspaya bak falan diyorum. neyse abartmıyım.

da ben şurda çok güldüm: "Ağzıma sıççaklarmış, bok yapcaklarmış enneee ehe eheh (bu ne lan)" ahaha :)

entel dantel damgasını yemek dışında bir de zevksiz ve kültür mantarı damgası yemek de var.. hee bi tarafımda bile değil, o ayrı konu. ne derlerse desinler de şu; "bak bi izle ama, çok komik, donuma ettim gülmekten" modu var yaa, bana ne arkadaşım, ben seni zorluyor muyum benim izlediklerimi izle ya da dinlediklerimi dinle diye...

şebnem ferah konusuna da kesinlikle katılıyorum, son albümü -bence- başarısız. birkaç dinleme denemesinden sonra pes ettim...

1- Türksen öğün, değilsen itaat et. Bu yeterince açıklayıcı olmuştur sanırım. Ayrıca Serdar Ortaç kabus ötesi bir şarkıcıdır. Sanatçı diyecek oldum yanlışlıkla; nasıl sileceğimi bilemedim. Backspace tuşum bozulacaktı neredeyse.

2- Popülizm yüzünden yakında sıçarken ve sevişirken çektiği fotoğrafları da yayınlayacak insanlar. Ben sevişirken çektiklerini bekliyor olacağım.

3- Kapitalist işler bunlar hacı. Ben o programa katılsam diyeceğim şey şu olur: Şimdi benim projem şu: Tüm mallarınıza el koyuyorum ve kamunun hizmetine açıyorum. Sizlere bu el koyduğum malların karşılığını 50 sene içinde taksitle ödeyeceğim. Ancak siz de devletiniz ve halkınız için çalışacak ve diğer çalışan insanlardan farkınız olmadığını anlayacaksınız. Hepiniz sıçıyorsunuz, hepiniz doğdunuz ve uzatmamak gerekirse, hepiniz öleceksiniz. Bırakın şu dünyadaki kodumun nimetlerinden azıcıkta başkaları faydalansın.

4- Facebook kullanmadığımdan dolayı kendime minnettarım.

5- Hayko garip adam. Dinlemiyorum kendisini, tarzım değil. Ama sırf bu imaj abartısı yüzünden sevdiğim bir tarzı olsa bile dinlemezdim. Trol style.

6- Açıkçası Şebnem Ferah'ı severdim. Ama son yaptığı iki albümde söylediği şarkıları pek anlayamıyorum. Senin de dediğin gibi, liseli kızlar gibi mırıldanma, sızlanma falan? ARABESK ROCK AMINA KOYİM. Harbiden arabesk oldu bu Rock dediğimiz şey. Şebnem Ferah "müziğinden" ödün vermeden, rock tınılarını koruyarak; ki bunu eskisinden daha iyi beceriyor, Türk insanının sevebileceği türden işler yapmaya başladı; ki bu da popülizmin habercisi ve ben popülizmi sevmem. Zira sözlerini anlayamıyorum. Düz yazı gibi. Düz yazı gibi şarkıları sevmem.

7- Jeff abiyi seviyorum. Gerisi skimde değil açıkçası.

8- O bakan önce kendi beynini tedavi ettirse bence iyi olur. Gaylerden de lezbiyenlerden de hoşlanmam. Bunu saklayacak değilim. Lezbiyenleri izlemesi hoşuma gidiyor ama; bunu da saklayacak değilim. Bu bir hastalık olabilir, bu çevreden etkilenmemiz olabilir, bu her şey olabilir. Bilemem. Ama en azından seçiminden dolayı saygı gösterebiliriz. Bana uzak oldukları sürece saygılıyım kendilerine. Bu konuda kötü tecrübeleri olan arkadaşlar vardır mutlaka smdof. Genleri aldırmalıyız. Önce bu işleme meclisten başlamalıyız.

9- Gerçekten hüzün verici. Gerçeklerin tokat gibi yüze vuruşu.

Sevgiler efendim, böyle buyursun Cemdüşt.

Haykoya kelebeğide koymuşlar tam olmuş.

ilk başta kaanın yazısı nedeniyle ağızıma sıçtığın için teşekkür ederim kardeşim. nedenini yakın zamanda bizim blogda yazacağım, takip edersin.

bu bağlamda şebnemle haykoyla yada serdarla yazacaklarım vardı hepsi uçtu gitti.

AQ kaan.

benim 4 yaşındaki kuzenim abla bu adam gerçek mi diyo her gördüğünde naberr

kimine göre kısa kimine göre uzun...

malboro var, kent var...

rakı kadehinin resmini koyarım ama rakıyı da facebook aplikasyonu ile değil bizzat elimle koyarım...

soframız 24 saat açık...

benden uzak dursun da nerde durursa dursun mantığı yaşarsa ekime yaşamazsa sikime kadar mantığından bir adım ötede değildir...

bunların içeriğinde saygı yoktur, ambalajları karıştırmayalım...

benim kızım 4 yaşlarındayken öğrenip olur olmadık yerlerde söylerdi bok vb kelimeleri, o zamanlar evde bir babası vardi ve hep kızardı "ayıp söyleme" diye.. o söyleme dedikçe bizim ufaklık farklı yollar keşfetmeye başladı o kelimeleri kullanabilmek için..
mesela karşımızı geçip adı "Pİ" olan bir şarkı söylerdi . piiiipiii pipipi piiii gigi :))
bişey dediğimizde ben pi diye şarkı söylüyorum derdi.

bir gün babası evde yok.. bana dedi ki: "anne nolu bi kere şu ayıp kelimeleri söylebilir miyim?" söyle dedim..
kamera olmalıydı da çekmliydim.. çocuk içinde tutmuş tutmuş ben söyle der demez resmen kustu.. nefes almadan arka arkaya ve yüksek sesle: "bok göt çiş kaka pipi bok göt çiş kaka pipi" diye bu 5 kelimeyi dakikalarca söyledi.
sonra oh be rahatladım dedi.
bir daha da bu kelimelerden yana sorun yaşamadı :)

yazını okuyunca öyle aklıma geldi o an :)

bir otobüs yolculuğunda bir çizgi film izlemeye başladım. Ancak yol bitti film bitmedi. dönüş yolunda yine aynı filmi aynı yerinden izlemeye başladım ve yol bitti yine film aynı yerinden bitmedi. güzel bir filmdi. yazının başında o filmden bir fotoğraf kullanmışsın. filmin adını söyleyebilir misin? teşekkürler.

SEMEARGABUÜN,

filmin adı "spirited away".

teşekkür.

'MUTLULUK'ambalajındaki not:Taze tüketilmesi zorunlu ruh gıdasıdır..
Kaan Sezyum'unu yazısına binaen..

Webmaster cok tesekkurler...

Selamlar Elen