Kısa Kısa 8 - Dünya Kupası Özel

Posted by her boku bilen adam | Posted in | Posted on 01:09

Kutsal bir ayın geride kaldığı şu hüzünlü günlerde kapanışı Dünya Kupası temalı bir "Kısa Kısa" yazısı ile yapayım da eksik kalmayayım dedim.


Öncelikle kupayı kesinlikle hak eden takım kazandı. İspanya alamasaydı da oynanan futbollara bakınca Almanya'nın kazanması gerekiyordu kupayı ama yarı finalde eşleşme şansızlığı yaşadı iki takım. Sonuç olarak Barcelona altyapısı İspanya'ya tarihinde ilkleri yaşatmaya devam ediyor ve edecek gibi de.

***

Biri yıllar sonra "2010 Dünya Kupası diyince aklına ne geliyor" diye sorarsa cevabım net : Vuvuzela

Tamam bir sürü olay yaşandı, inanılmaz maçlar, goller, dramatik sonlar, Ömer Üründüller... ama bu turnuvaya damgayı kesinlikle Vuvuzela vurdu. Hakkında yapılan "romantik" savunmalar hakkında Necmettin Erbakan tonunda söyleyeceğim tek bir cümle var : Hadi ordan !!!


Bir kere "Bu alet Afrika'nın geleneksel çalgısı saygı duymak lazım" lafını edenlere ayrıca laflar hazırladım.

Daha 15 yıl önce icat edilmiş "plastik" bir geleneksel çalgı ??? 

Justin Bieber bile hem yaş olarak daha büyük, hem de daha az sinir bozan bir ses çıkarıyor bu aletten.

Özetle bir alet bir futbol maçının atmosferini ancak bu kadar mahvedebilirdi ve onu gayet iyi başardı Vuvuzela. Taraftar sesi duymadık kupa boyunca. Bir daha o lanet sesi duymamak dileğiyle

***

Paraguay diyince de akla hiç bir futbolcu gelmiyor. Varsa yoksa Larissa Riquelme. Artık Cannes Film Festivali esnasında Cannes Plajı'nda meşhur olmak için çabalayan kızlara alternatif taraftar hatunlar çıkacak.

***

Ahtapot Paul de ayrı bir vaka oldu. Tüm kupa Reha Muhtar dönemindeki Show Tv Haberleri'ne döndü. Hayvan dile gelse "Açım ulan aç!!! Açıyorum işte kutuyu yiyorum midyeyi. Bana ne sizin kupanızdan vuvuzelanızdan" derdi diye düşünüyorum.

***

Yenilmeyen tek takım Yeni Zelanda oldu. Haka dansı muska etkisi yaratıyor demek ki.

***

Turnuvanın en iyi maçı bana göre tartışmasız Uruguay - Gana maçı oldu.

Muntari ve Forlan'ın harika golleri, maçın uzatmaya gitmesi, 120.dakikada yaşanan inanılmaz pozisyon ve Suarez'in son çare topu elle kesmesi ,temdit penaltısını turnuvanın en iyi perfromans gösteren oyuncularından Gyan'ın kaçırması ve Gana'nın dramatik bir şekilde elenip, Uruguay'ın destansı yarı finale yükselişi. İzlerken kendimi tutamayıp "Futbol çok enteresan" dediğim maçın Ömer Üründül'ün yorumlamadığı ender maçlardan olması ve o cümleyi tam da yeri gelmişken söyleyememesi de insana ekstra bir "Futbol çok enteresan" dedirtiyor.

***

Diego Forlan dünyada aslında verilmesi gereken değerin verilmediği oyuncuların başında geliyordu. Bu turnuva sayesinde o da yıllardır gösterdiği performansın semeresini "en değerli oyuncu" seçilerek almış oldu ki sonuna kadar hak etti bunu gösterdiği performansla. Çok tartışılan Jabulani'nin tüm şifrelerini çözmüş gibiydi kendisi.



Kendisi ile ilgili harika bir yazıyı Çekme Kaset Blogu'ndan şu linke tıklayarak okuyabilirsiniz.

***

Turnuva boyunca her kötü maç sonunda "Ah Türkiye olsaydı bunlardan kat kat iyi oynardı" diyenlerin Türkiye'nin daha Estonya'yı Bosna'yı yenemeyip kupaya gidemediğini idrak edememeleri de eğlenceli anlardandı.

***


Messi'yi hayal kırıklığı olarak görmüyorum. Gayet iyi oynadı ama Maradona'nın inanılmaz yanlış kadro seçimi ve o yanlış seçimde bile doğruyu bulabilecekken (Milito, Agüero) yaptığı yanlışlar karşısında yapabilecek fazla bir şeyi yoktu.

***

Burger King'den Dünya Kupası'na özel bir menü yapıp; kafasını sağa sola oynatınca "Futbol çok enteresan, kollektif uyum, veooovvv, evet.." diyen Ömer Üründül oyuncağı vermesini bekledim ama bu fırsatı değerlendiremediler.


***

Write The Future kötü sonla bitti.

***

İlk maçında İsviçre'ye yenildikten sonra sanki kötü oynamış gibi hem de muhabir sevgilisi üzerinden yüklenilen Casillas'ın kupayı kaldırıp sonra da sevgilisini öperek kupaya son noktayı koyması romantik komedi tadında bir son oldu.


***

Grup maçları belki futbol olarak çok iyi geçmedi ama sonrasında oynanan futbolun kalitesini yükseldiğini düşünüyorum. Ben bu Dünya Kupası'ndan yukarıda bazılarını saydığım olumsuzluklar olsa da yine de çok zevk aldım. Sonuç olarak 7. Fransa'nın ardından 8. şampiyonun çıkabildiği bir Dünya Kupası'na şahit olduk.

***

Bu yazıya burda son verirken sizleri Pepe Reina'nın takım arkadaşlarını tek tek sunduğu muhteşem şovuyla baş başa bırakıyorum.

*Pique ve Puyol'un Fabregas'a yaptığına özellikle dikkat

Comments (6)

dünya kupasını takip etmeyen biri olarak genel kültür açısından benim için faydalı bir yazı. ellerine sağlık. ancak bana da biri 2010 dünya kupasına ilişkin ne hatırlıyorsun diye sorsa, ben de vuvuzela derim. :)

yalnız az önce pastanedeki tvden gördüğüm kadarıyla portakallar muhteşem bir şekilde karşılanmışlar ülkelerinde. bence bunu da bu yazıya ekleyebiliriz. pastanedeki göt kadar ekrandan izlerken bile çok etkilendim. bence hayatta büyük şeyler kaybeden herkes sanki kazanmış gibi kutlamalar yapmalı. tuttum bunu!canım portakallar!

çok teşekkür ederim forlan yazısına gönderme için :)

öte yandan yazı harika. bence messi'nin kötü olmayışından "biz olsaydık"çılara kadar sanırım her konuda aynı düşünmüşüz. ama burger king'den ömer üründül oyuncağı aklıma gelmezdi tabii! bunu iletelim burger king'e :)

ha, vuvuzelada biraz ayrılıyoruz onu geçiyorum :)

waka waka ile ilgili bir şey yazmaman dikkatimi çekti ama :D

benim aklımda kalan tek şey larissa riquelme oldu.paraguayın kupayı alamamasına da ölesiye üzüldüm.bence o gazla en az final oynamaları gerekirdi.

sen kafayi yirtmissin ama mevlam sonunu haride

Ama hakikaten 'geleneksel' çalgıları vuvuzela sadece plastik olanları son yıllarda kullanılıyormuş...onun dışında Forlan'a hakkettiği övgüyü verenlerden biri olmanı takdir ettim.