Furtuna

Posted by her boku bilen adam | Posted in | Posted on 01:21

13

Bence hiç ayrılmayacaktık karşı kıyıyla. Hemen saldırmayın Kurtuluş Savaşı yok, Yunan Gavuru falan diye. O değil dediğim.

Diyorum ki mahallelerimizdeki Rumlar, Ermeniler hiç gitmeyecekti bu diyarlardan.

Lütfen gönderdik, denize döktük falan diye de girmeyin. Dedim ya o değil dediğim.


Bence hiç ayrılmayacaktık karşı kıyıyla.

Bence bu kadar ayrılmayacaktık hiç. Ayrılmasaydık eğer mahallemizde Alekolar, Agoplar, Helenalar da olacaktı hala. Bu kadar nefret dolu insanlar olmayacaktık belki de. Şu şarkıları beraber söyleyecektik.

Şimdi bırak Yunanı, Rumu; Türkçe konuşmayan kimseye tahammülümüz kalmadı. Hem de Türkçenin de içine ederek, 150 kelimeyle derdimizi anlttığımız bir dile, aynı dandik melodilere aynı dandik sözlerle şarkılar söylediğimiz bir dile çevirdik.

İzmir bile iz taşımaz oldu artık onlardan. 

Seviyorum Yunan şarkılarını ben.

İnsan olan herkesi seviyorum aslında. Meziyete çevirdik ya insan olmayı da ne diyim artık.

Bir böyle dinleyelim şimdi bunu,



Bir de böyle,



İkisi de güzel de ikincisindeki bir şeyler içinize bir ateş düşürmedi mi, içiniz gitmedi mi?

Raskolnikov

Posted by her boku bilen adam | Posted in | Posted on 22:05

5

Uzun zamandır böyle güzel bir reklam izlememiştim.



Türk Telekom'u her seferinde yerin dibine sokuyoruz (hak ediyorlar ayrı) ama şu hizmet ve şu reklamdan dolayı takdirimi kazandılar.

Suç ve Ceza'yı da yıllar sonra tekrar okumak istedim.

PolisSepeti.com

Posted by her boku bilen adam | Posted in , | Posted on 00:35

5

Bloomberg kanalında Dragon's Den diye bir yarışma var ki izlemekten en zevk aldığım televizyon programlarından birisi bu yarışma. Kanal, İngiliz versiyonunu yayınladığı yarışma çok beğenilince Türk versiyonunu da düzenlemeye başladı ama orijinali kadar başarılı olamadı. 

Programda girişimciler projelerini anlatarak 5 iş adamından sermaye koparmaya çalışıyorlar.

Uzun zamandır bu yarışmaya bir fikir bulup katılma peşindeydim ama malumunuz bulacağınız fikrin dahice olması, hatta dahice olmasının yanında uygulanabilir olması ve yatırımcısına iyi geri dönüşler sağlaması gerekiyor.

Ben de geçtiğimiz gün haberleri izlerken İzmir'de bir kadını döven polislerimizin görüntüsü izledikten sonra tam da bu yarışmaya katılıp yatırımcıların elinden parayı kapacak bir fikir buldum sevgili takipçiler :

PolisSepeti.com

Şimdi efendim, malumunuz olmak üzere bizim güvenliğimizden sorumlu olan, bünyesinde mensup memurları görünce kendimizi huzurlu hissetmemizi gerektirdiği halde; bırakın kendimizi güvende hissetmeyi, "Aman evladım kimliğini yanına al mazallah polis falan çevirir" gibi, "Götürürler merkeze, öptürürler herkese" gibi cümlelerin baş aktörü olan emniyet mensuplarımızı ve biz vatandaşları büyük bir dertten kurtaracak bir proje PolisSepeti.com

PolisSepeti.com sayesinde artık herhangi bir şeyi protesto etmek istediğinizde, maça gittiğinizde, sevdiklerinizle gittiğiniz bir eğlence dönüşünde ya da sadece yoldan geçtiğinizde kafanızda oluşan "Polisimiz tarafından biber gazı yer miyim?, Acaba polis bizi çevirir mi?, Merkeze götürür mü?, Kimliğim de yanımda yok işkence görür müyüm?" gibi gerginlikleri tamamen ortadan kaldırıyor. 

PolisSepeti.com sayesinde artık kendi evinizde rahatça sitemizi ziyaret edecek, menüler arasından kendinize o gün için uygun gördüğünüzü seçecek ve biber gazınızı, copunuzu kendi evinizde en rahat şekilde yiyeceksiniz. 

İşte sitemizden bazı menü fırsatları : 

Öğrenci Menü  (Ekstra Biber Gazı içerir)

Öğrenci Menü, rahatına düşkün fast food sever öğrenci kardeşlerimiz için hazırladığımız en lezzetli menülerimizden biri. 

Derslerine çalışıp, sınavlara girip çıkmaları gerektiği halde; orda burda yok parasız eğitim, yok efendim işçi hakları, vay efendim Tekel işçileri diye gezen, hatta ve hatta sayın devlet büyüklerimize yumurta atacak kadar kendini kaybeden öğrencilerimiz için hazırladığımız özel bir menü. Öğrenci menü hazırı sever öğrencilerimizi için biber gazı ağırlıklı olup, görevli polisimizin evinize tekme atarak girip tüm evi gazla doldurması sonucu servise hazır hale geliyor. Afiyet olsun gençler.


Burger Cop Menü 

Burger Cop Menü ile artık copa doyacaksınız. 

Burger Cop sıkılan ve canı sokakta özgürce dolaşmak isteyen vatandaşlarımız için hazırladığımız çok özel bir menü. Burger Cop ile sokakta kimliksiz dolaşmak, saç uzatmak, sakıncalı sakal bıyık bırakmak, uygunsuz etek giymek gibi hareketlerin ne demek olduğunu size tattırıyoruz.

Uslanmak bilmeyenler için Double ve Quarter seçenekleri de cabası.

Burger Cop...Polis Seni Çağırıyor!!!

Mcİsh

Evinizde misafirleriniz mi var? Sohbet döndü dolaştı ülkemizdeki haksızlıklara, iktidarı eleştirmeye falan mı geldi? Üstüne üstlük laf lafı açarken bir de karnınız mı acıktı? 

Hiç merak etmeyin Mcİsh hemen kapınızda bir tık yeterli.

Yollayacağımız ekipler kapınızı açar açmaz sizi kafanızdaki sakıncalı düşüncelerden arındıracak kadar Mcİskhence yaparak sizleri örnek birer vatandaş haline geitrecekler. Menünün McElektrik, Mcİsh Çin , Mcİsh Filistin gibi pek çok alt seçeneceği de mevcut. 

Mcİsh!!! İşte bunu seviyorum!!! ♪ ♪ ♫ ♪ ♪ da rat tat ta taaaaaaaa ♪ ♪ ♫ ♪ ♪

PolisSepeti.com - Kredi kartınız bizi ilgilendirmiyor, insanlığınızdan çekiyoruz.

***

Valla şimdilik bunları çıkardım. Daha üzerinde çalışıyorum ama. Polisimizden de yeni yeni atraksiyonlar bekliyorum ki şu fikrim değer kazansın. Sakın çalıp da üzerinden para kazanayım demeyin. Mahkemeye falan gitmem saf gibi hak aramak için, polise söylerim evinizden alırlar valla.

Akıllı olun!!!

* Logo çalışması için o6k'ya teşekkürler.

HBBA Soundtrack II

Posted by her boku bilen adam | Posted in , | Posted on 04:17

22

Efendim malumunuz bu blogda her 4-5 yazıdan biri "Epeydir yazamıyordum..., uzun bir süreden sonra tekrar yazmaya başladım... bir süre yazamayacağım" gibi artık nefretinizi kazanan cümlelerle dolu ki aslında bu pek çok blog yazarının aslında hiç içine girmek istemediği ama hayat koşturmacası içinde de malesef çaresiz kaldığı bir durum.

Şimdi bakıyorum da yan taraftaki arşive, ilk yıl (bir önceki senenin Aralık ayını da katarsak) 180 küsur, ikinci yıl 100, şu içinde bulunduğumuz yılda ise sadece 56 yazı yazabilmişim bloga. Bunda da hayatımdaki değişimlerin yanı sıra mikroblog (Twitter) tembelliğinin de etkisi büyük tabi ki.

Tüm bu hengamenin içinde sanırım bu blogun en disiplinli, birkaç istisnai durum hariç, aksamayan bölümü "Haftanın Şarkısı" oldu. 80 küsur haftadır her hafta bir şarkı koyup üzerine yazı yazmaya çalıştım. Öyle de gider umarım.

Darısı (umarım) sinema yazılarının başına. Gerçi dediğim gibi bu koşturmaca içinde zor görünüyor ama..

Neyse diyeceğim şu ki bu blogun bu kadar canlı kalmasında ve okunmasında bir noktadan sonra sadık okuyucu kitlesinin etkisi büyük oldu. Bıkmadan usanmadan bana mesajlar atıp, yorumlar bırakıp neredeyse enseme vura vura yazılar yazdırdınız.

Hep söylüyorum yine söyleyeceğim; gerçekten minnettarım bu blogun okuyucularına. Bakmayın öyle yorumlara falan cevap vermediğime. Vallahi zamansızlık. Cool görünme çabası falan değil.

Neyse bu yıl da geçen yıl olduğu gibi size bir hediye vermek istedim ve geçtiğimiz yıl boyunca blogda üzerine yazı yazdığım, Tumblr sayfamda paylaştığım şarkıları topladım ve "HBBA Soundtrack II" albümünü oluşturdum.

Aşağıdaki linkten indirip dinleyebilirsiniz.

- Linkleri görmek için üye olun esprisi yapmayacağım! - 
İndirince göreceğiniz üzere pek çok tarzdan, pek çok türden alakalı alakasız şarkı ve sanatçı göreceksiniz. E bundan daha normal bir şey de yok bana göre. "Ben sadece caz dinlerim şekerim" cümlesi kadar anlam veremediğim bir şey yoktur herhalde şu dünyada.

Valla ben güzel müzik dinlerim, kendime göre güzel müzik. Dolayısıyla Mozart'dan Esengül'e; Yann Tiersen'den Erkin Koray'a, Rembetiko'dan Anadolu Rock'a uzanan şarkılar sizi şaşırtmasın. Malum insan hayatına bir çok şarkı sığdırabiliyor. E insan her gün caz kafasında, her gün Amelie Poulain kafasında da yaşayamıyor koca bir yılı. O yüzden aslında şu albüm bir nevi geçtiğimiz yılımın özeti gibi diyebilirim.

Bu arada bir ricam olacak. Malum bu yüklediğim dosya "Premium" üye olmadığım için belirli bir indirme sonrası silinecek. Geçen yıl hayırsever bir arkadaş kendi premium hesabına upload etmişti de "Dostum link ölmüş" durumunun önüne geçmiştik. Yine aynı iyiliği yapabilecek bir "dost" upload edip linki yollarsa sevinirim.

Efendim sözü fazla uzatmadan ki daha nasıl uzatılır bilmiyorum (konuştuğum kadar yazsam var ya kafayı yerdiniz,  yine özet geçiyor sayılırım) sizleri HBBA Soundtrack II ile baş başa bırakıyorum. Dilediğinizi dinleyip dilediğinizi silebilir, düğününüze dans müziği yapıp, asıldığınız kıza "Ben de hastayım onlara bak şu şarkıyı dinledin mi sen" diye yollayabilirsiniz.

Şarkılar üzerine yazdığım yazılar için bu linke, Tumblr sayfam için buna tıklayabilirsiniz.

Unutmadan ilk HBBA Soundtrack albümü de bu linkte.

Bokunu Çıkarmak
HBBA Soundtracklerinin sayısının Muazzez Ersoy'un nostalji serisini geçmesi dileğiyle hoşçakalın efendim.

* Beklenen kıyak Okan Şafak'tan geldi ve linkimiz artık ölümsüz. Kendisine teşekkürlerimi sunuyorum.

Black

Posted by her boku bilen adam | Posted in | Posted on 02:44

6

Haftanın Şarkısı yine Breaking Bad'in bana armağanlarından biri.

Harika sezon finalinde rastladığım ve her zamanki düz mantıkla "Bir şarkısı böyleyse tüm albüm iyidir" diyerek edindiğim ve yanılmadığım Danger Mouse ve Daniele Luppi'nin Norah Jones ile bileşiminden doğan Rome albümünün Black adlı muhteşem şarkısı.

Böyle Kral TV VJ'leri gibi giriş yapıyorum ya bazen şarkılara bunları mazur görün gençler. Top 10 listesi ile büyümüş bir nesildenim ben. Hem o Kral TV'nin Top 10, Top 20'sinden önce Oya-Bora'dan Oya Küçümen'in sunduğu POP 10 vardı Show Tv'de. Sandalyede yaylana yaylana sunardı programı Oya Küçümen. Hatta ilk programın 1 numarası da Harun Kolçak'dan Gir Kanıma olmuştu da nasıl sevinmiştik evde. Niye sevindiysek. Bak nerden geldi aklıma.

Neyse.

Bu arada geçen yıl size blogun 2.yılı şerefine bir albüm hazırlamıştım hatırlarsınız. Hatırlamayanlar ya da henüz indirmeyenler için şu yazıda linkler mevcut.

Bu yıl da bunu gelenek haline getirip bu sefer bu 1 senede blogda üzerine yazı yazdığım, sadece videosunu koyduğum ya da sadece adını geçirdiğim şarkılardan oluşan HBBA Soundtrack II albümünü az önce bitirmiş bulunmaktayım. (Duyan gören de Onno Tunç'la, Garo Mafyan'la stüdyoda sabahladım sanır. Yav işte toparladım tüm şarkıları topladım bir klasörde onu da upload edeceğim bir paylaşım sitesine)

Yarın paylaşacağım sizinle muhtemelen.

Şimdi yatmam lazım. Biliyorum kaçak güreşiyorum bu ara ama; vallahi söz "daha sık yazacağım".

Valla.



Black

We touched the wall's of the city streets and,
Didn't explain,
Sadly showed us our ways,
Of never asking why?

Cast down it was heaven sent (and),
To the church no intent to repent,
On my knees,
Just to cry.

Until you travel to that,
Place you can't come back,
When the last pain is gone,
And all that's left is black.

Burning nights, he's coming to me and,
Someway, he'll punish my deeds,
And he'll find,
All the crimes.

But then they ask, when they gunna see them,
Then they gunna ask to feel,
The ghost, the walls, the dreams,
Well I've got mine.

At last, those coming came and,
They never looked back,
With blinding stars in their eyes,
But all they saw was black.

Fooled them,
Hoping to seem like a sliver of evil,
But the part agreed and,
It's not a mask,
So be honest with me,
We can't afford to ignore,
That I'm the disease.

Practical, since we had to be in,
When they were all looking back to me,
And they tried,
Oh they tried.

And when you follow through,
And wind up on your back,
Looking at up at those stars in the sky,
Those white clouds have turned it black.