Bir Sahne

Posted by her boku bilen adam | Posted in , | Posted on 23:49

6

 "Çok yazı yazıyon da bi de yeni seri başlatıyon ağzını gırdığım" dediğinizi duyar gibiyim sevgili takipçiler. Ama şimdi "Ben zaman bulamıyorum, yani aslında yoğun bi dönemdeyim" falan diye savunmayacağım kendimi. Ayıp ediyorum ama bakın valla çok yoğun ve hareketli..(Tamam vurmayın)


Neyse efendim blogda yeni bir seri başlatıyorum.

Adı da başlıktan anlayabileceğiniz üzere : Bir Sahne

Sevdiğim (sevmediğim de olabilir) bir filmden bir sahneyi buraya koyup üzerine de birkaç kelam edeceğim. Belki de sadece sahneyi koyarım bilmiyorum. Maksat bloga geri dönmek için bahane yaratmak. Hem güzel fikir bence. Gerçi muhtemelen vardır diğer bloglarda örnekleri ama neyse işte uzatmayım daha fazla. Uzun süre yazmayınca insan böyle saçmalıyor.

Sahnemiz benim için geçen yıl izlediğim filmlerin arasından uzak ara sıyrılan "Bir Zamanlar Anadolu'da" filminden efsaneleşeceğini düşündüğüm yemek sahnesi.

Ercan Kesal adeta döktürüyor. Çok şey yazılabilir bu film ve bu sahne üzerine de şu an tek amacım bloga dönmek.



"Gelir gelir. Elektrik de gelir su da gelir. Allah başka dert vermesin."

Büyük Ada'm

Posted by her boku bilen adam | Posted in , | Posted on 22:22

6

Bir şey geldi oturdu boğazıma. En son Barış Manço'da olmuştum böyle. O biraz çocukluğa vedaydı sanki de bu başka bir şeyden koparttı da diyeceğim o da değil. Sarı Lacivertten kopmak mı olur!

Tamam yaşlıydı, hastaydı da sanki hiç ölemez gibi geliyordu. E hayattayken heykeli dikilen kaç adam var ki şu dünyada.

Şimdi onlarca şey yazılacak ardından "Şöyle efsaneydi böyle büyük topçuydu" falan diyecekler de efsaneden fazlasıydı Lefter Küçükandonyadis.

Şimdi anlıyoruz Galatasaraylıların Metin Oktay öldüğünde ne hissettiğini..

Çok üzüldüm çok. Valla oturdu bak şurama.

Karşı kıyıydı Lefter. Karşı kıyı, karşı kıyı değil de yan kapı komşumuzken, yanıbaşımızken bizim evimizde büyüyen, evinde büyüdüğümüz, akşam evinde kalmaya gittiğimiz arkadaşımız, ağbimizdi.

Büyük Ada'ydı Lefter.

Büyük Ada'mdı Lefter.

Sarıydı, Lacivertti.

Sportmendi,

Türk'tü. Rumdu.

Karşı kıyının bu tarafıydı. Bu tarafı karşı kıyıya götürendi.

Çubuklunun en çok yakıştığı adamdı Lefter.

Fenerbahçe'ydi Lefter.