En Uzun Günümüz

Posted by her boku bilen adam | Posted in , | Posted on 22:32

6

Yarın oy sandığına giderken aşağıdaki videoyu izleyip de kararınızı verin. Bu adamlara vereceğiniz ya da karşılarındaki en güçlü partiye, CHP, MHP ne olursa olsun, vermeyeceğiniz her oy yaptıklarının daha da fazlasını yapabilme hakkı verecek onlara.


Koydukları kanunlar sadece kendilerini koruyacak, yasaklar sadece kendilerinden olmayanlara işleyecek. Sandıktan çıkan her oy onlara göre yaptıklarını meşru kılacak. "Milli İrade kararını verdi" diyecekler ve senin, benim, herkesin hakkını yemeye, yedikçe doymamaya, doymadıkça her şeyimize karışmaya, yasaklamaya, öldürmeye devam edecekler.

Suçlarına ortak olma. Sandığa git, hadlerini bildir.

Sevgiyle, vicdanla, merhametle kalın.

Ölü Yatırım

Posted by Her Boku Bilen Adam | Posted in , | Posted on 11:11

8

Dün cenazedeydik.

Şampiyonluk maçları, kutlamaları, derbiler, seçim meydanları, Hrant Dink'in cenazesi , Gezi eylemleri de dahil hayatımda hiç o kadar insanı bir arada görmemiştim.

Klişe olacak belki ama sağcı, solcu, muhafazakar, laik, kemalist, türbanlı, dövmeli bir sürü insan gördüm orada dün. Hepsi de 14 yaşında öldürülen bir çocuk için oradaydı.

Çocuk, evet. Çocuk.

Arada slogan atanlar hatta "Zıplamayan Tayyip" diye bağıran birkaç densiz vardı ama insanlar hemen "Cenaze bu ya saçmalamayın" diye homurdanmaya başlıyordu.

Berkin defnedilir edilmez de yaşananlar malum.

Berkin'in cenazesi devam ederken devletin Bakan'ı şunu yazdı:

Bakan bize "Nekrofil" diyordu.

TDK'ya göre Nekrofil; "Ölü sevici" demekti.

"Dili sürçmüştür, aslında öyle demek istememiştir" diye açıklayabileceğimiz bir tarafı yoktu bu ifadenin.

Zaten yine o esnada AKP'nin bir başka milletvekili Şamil Tayyar da Berkin'in ölümünü şöyle yorumladı:


Tayyar'a göre 12 Mart tarihi özel olarak seçilmiş ve Berkin'in fişi çekilmiş olabilirdi.

"Ya sabır" bile diyemezken iktidar biatçısı gazeteci(!) Fatih Tezcan ise seçim anketine dönüştürdü 14 yaşındaki bir çocuğun cansız bedenini...

Sayın Cumhurbaşkanı'nın tabiriyle "İnsan gerçekten hayret ediyor" dedim kendi kendime.

Bir insan, hem de her fırsatta hayatını dini vecibelere göre yaşadığını söyleyen bir insan, 14 yaşında bir çocuğun ölümüne bile nasıl üzülmez, nasıl bir rahmeti çok görür, nasıl olur da bunu kendi siyasetine, komplo teorilerine, seçim anketlerine meze yapabilirdi ki?

Nasıl olur da bu kayba gözyaşı dökenleri "Ölü Sevici" olmakla itham eder ve bunu yaparken en ufak bir utanma belirmezdi yüzünde.

Bu sorulara kafamda dolanır, beynim adeta patlamak üzereyken cevabı o verdi.

Başbakan.


)

Bu insanların(!) bir çocuğun kendi emirleri ile katledilişine "Allah rahmet eylesin" demesini beklemekle aslında hatayı biz yapıyorduk. 

Ruşen Çakır, Metin Lokumcu için "Ama öldü efendim" dediğinde de "Ben bilmem" dememiş miydi aynı adam.

Dün Berkin için Allah rahmet eylesin diyemezdi çünkü bugün Burakcan için seçim meydanlarında "Kardeşimizi öldürdüler" diyecekti.

"Gazımız zararsız" dedikleri gazdan vefat eden Tunceli'deki polisi de bugün meydanlarda haykıracağı gibi.

Daha 2 ay önce "Cemaatçi, paralel yapıcı" diye Manisa'dan Tunceli'ye sürdükleri polisimiz için haykıracak, ağlayacaktı. 

Ama ne polis ne de Burakcan için gerçekten üzüldüğü için değil ha.

Sadece o çocuklar onun için "Oy" ettiği, Berkin ise etmediği için.

Tıpkı Mısır'da katledilen ve gözyaşı döktüğü Esma, 1400 km beride katledilse onu da umursamayacağı için.

Tayyip Erdoğan'ın anladığı dilden konuşmak gerekirse Berkin'in oy kuru, Burakcan'ın oy kuru karşısında çok değersiz olduğu için. Esma'nın karşısında Ali İsmail'in 5 para etmediği gibi...

O yatırımını sağlam yapıyor, biz ise vicdanımızı har vurup harman savuruyor, boşa harcıyorduk. 

Ama size bir şey söyleyeyim mi; bizim için hepsi insan ve bir insan evde eritilemeyen milyon eurolardan, birkaç kuruş diye tabir edilen trilyonlardan, ayakkabı kutularından, kasalardan, para sayma makinelerinden, AVM'lerden, peşkeş çekilen arazilerden, havuzlardan, rezidanslardan, TOKİ'lerden, duble yollardan, köprülerden daha değerlidir.

Biz her şeyimizi insanlığa, onlar ise paraya yatırmışken söylerin bana, hangimizinki ölü yatırım?

Berkin ve Alex

Posted by Her Boku Bilen Adam | Posted in , | Posted on 10:47

9

Berkin Elvan 14 yaşında ekmek almaya gitmek için evinden çıkmışken polisin attığı gaz fişeğiyle vuruldu.

 "O da eylemciydi" dediler.

"O yaşta çocuğun orada ne işi varmış" dediler.

"Üzerinde patlayıcı madde vardı zaten" dediler.

Osman Gökçek'in uydurma belgeyle attığı tweet

"Büyüseydi o da çapulcu olacaktı" dediler.

"Vurulmasaydı, tek kaşlı, apaçi diye dalga geçerdiniz şimdi savunuyonuz" dediler.

Devletin Bakan'ı kim olduğunu dahi bilmiyordu. Twitter'da "Berkin Elvan uyandı mı?" diye sorana "İyi dersler" diledi.

Öldüren polis bulunamadı. Zaten bulunsa da tıpkı Ethem'i, Ali İsmail'i öldürenlere olmadığı gibi hiçbir şey olmayacaktı. 

6 kişi öldürülmüş, 1 polis uykusuzluktan köprüden düşüp ölmüş, Berkin ise komadayken en başları çıkıp "Emri ben verdim, polisimiz de destan yazdı" dedi. 


Alkışladılar.

"Türkiye seninle gurur duyuyor" dediler.

Berkin 15 yaşına komada girdi. 16 kiloya indi.

Öldü.


Alex karşı kıyıda doğmuştu. 15 yaşındaydı tıpkı Berkin gibi.

Babası üst düzey bir bankacı annesi ise bir kuyumcuydu. Zengin çocuğuydu yani Alex. Ama kendi rahatı önemli değildi o yaşta gördüğü adaletsizlik karşısında. Eyleme gitti Alex. Polis vurdu onu tıpkı Berkin gibi.

Halk ayağa kalktı.

Yunan Başbakan "Polisimizle gurur duyuyoruz" demedi, özür diledi.

Yunan İçişleri Bakanı "Ya ben karıştırmışım duymamıştım kim olduğunu,  kendisine acil şifa diliyorum" demedi, istifa etti.

Öldüren polis salınmadı, ömür boyu hapse mahkum edildi.

Okullarda yas ilan edildi.

Alex geri gelmeyecekti belki ama hesabı sorulmuştu. Alex artık ölümsüzdü.

Bizim Berkinimiz, Ceylanımız, Ali İsmaillerimiz ise öldü. Ölümsüz değil hiçbiri. Kendimizi kandırmayalım artık.

Biz katillerle, hırsızlarla gurur duyuyoruz çünkü. Duymaya da devam edeceğiz.

Biz üzüntülerimizi yarıştıracağız ölümlerde bile. "Şehitlere üzülüyon mu piç" diyecek Berkin için, Hrant için üzülene, üzülmeyen.

Önce cesetin nüfus cüzdanında ne yazdığını soracak gözyaşı dökmek için. 

Biz kötüyüz. Hiçbir zaman da iyi olmayacağız.

Hoşçakal Berkin. Hoşçakal güzel çocuk.


Alex'e "Kalimera" de bizden. İyi geçinin ikiniz. Bizim gibi olmayın.

Hoşçakal.

Aristo vs. Sadullah

Posted by Her Boku Bilen Adam | Posted in , , | Posted on 01:15

1





 "Kanun düzendir. İyi kanun, iyi düzendir"

ARISTO, MÖ 384-322





"“Mahkemenin hakiminin Alevi olduğu yönünde bir bilgi var efendim... 2000’e yakın arkadaşımızı oraya transfer ediyoruz Sayın Başbakanım.”
Sadullah Ergin, T.C Adalet Bakanı,  2013

Değer

Posted by her boku bilen adam | Posted in , , | Posted on 03:26

1

Yat uyu dedim kendi kendime sabah erken kalkacaksın. İşin gücün var, yarın dinç olman lazım. Bırak artık bi kenara tüm bu yaşananları. Aldırma en azından 4-5 saatliğine bu zalimliğe, adaletsizliğe, yüzsüzlüğe.

Dalmışım biraz.

Birden uyandım sonra. Açtım bilgisayarı, "16 Aralık döviz kuru" yazdım Google'a;



2,0337 imiş.

Yani 4 buçuk milyon ABD Doları tamı tamına 9.151.650 Türk Lirası ediyormuş. 

Sonra "28 Şubat döviz kuru" yazdım;





 2,2129 TL olmuş.

Yani 4 buçuk milyon ABD doları 9.958.050 TL olmuş.

Arada 806.400 TL fark var.

Anlayacağınız 17 Aralık günü evindeki ayakkabı kutularında 4 buçuk milyon dolar bulunan Halkbank Genel Müdürü 74 gün hapishanede tutulmuş ve 2 gün önce salındığında 806.400 TL daha zengin biri olarak dışarı çıkmış.

Bu arada Reza Zarrap ve Bakan çocukları tahliye olmuş.

Tam 74 günlük çilenin ardından Ebru Gündeş çocuğunun yıpranmayacağı mutlu bir geleceği düşünerek huzurlu bir uykuya dalmış bu gece.

Bakan Güler'in oğlu evdeki 3-5 kuruşuna kavuşmuş.

"Allah'ın tüm vasıflarını üzerinde taşıyan", doğduğu yer kutsal olan,  Allah'ın bize armağanı, asrın lideri, dünya lideri, sağlam iradeli, büyük usta sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ise bu karara "Hak yerini buldu" değerlendirmesini yapmış.

 

Sonra aklıma 17 Aralık günü TBMM önünde "Açım" diyerek kendini yakan vatandaş geldi. Yolsuzluk operasyonu nedeniyle adeta arada kaynayan adam.

"TBMM kendini yakan adam" diye arattım. Hakkında neredeyse hiç haber yapılmamış. Adı Salih Yiğit Tekin'miş.

Olaydan 10 gün sonra ölmüş.

74 gün önceki o fakir, değersiz, aç bedeni önce yanıp deforme olmuş, sonra da toprak. Anlayacağınız yine hiç değer kazanmamış.

İyi geceler, iyi uykular, tatlı rüyalar hepimize.